بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِلَّا مَنِ ٱسْتَرَقَ ٱلسَّمْعَ فَأَتْبَعَهُۥ شِهَابٌ مُّبِينٌ ١٨

Ancak kulak hırsızlığı eden olur, onu da parlak bir şihab takip etmektedir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱلْأَرْضَ مَدَدْنَٰهَا وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَٰسِىَ وَأَنۢبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ شَىْءٍ مَّوْزُونٍ ١٩

Arzı meddettik ve ona ağır baskılar bıraktık ve onda mevzun her şeyden bitirdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَجَعَلْنَا لَكُمْ فِيهَا مَعَٰيِشَ وَمَن لَّسْتُمْ لَهُۥ بِرَٰزِقِينَ ٢٠

Hem sizin için hem sizin raziki olmadığınız kimseler için onda geçimlikler husule getirdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِن مِّن شَىْءٍ إِلَّا عِندَنَا خَزَآئِنُهُۥ وَمَا نُنَزِّلُهُۥٓ إِلَّا بِقَدَرٍ مَّعْلُومٍ ٢١

Hiç bir şey yoktur ki bizim yanımızda hazineleri olmasın, fakat biz, onu ancak ma'lüm bir mikdar ile indiririz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَأَرْسَلْنَا ٱلرِّيَٰحَ لَوَٰقِحَ فَأَنزَلْنَا مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً فَأَسْقَيْنَٰكُمُوهُ وَمَآ أَنتُمْ لَهُۥ بِخَٰزِنِينَ ٢٢

Bir de aşılayıcı rüzgârlar gönderdik de Semâ’dan bir kadrile bir su indirip sizi onunla suvardık, onu hazînelerde tutan siz değilsiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّا لَنَحْنُ نُحْىِۦ وَنُمِيتُ وَنَحْنُ ٱلْوَٰرِثُونَ ٢٣

Her halde biz, mutlak hem bir hayat veririz hem öldürürüz, hepsine vâris de biziz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَقَدْ عَلِمْنَا ٱلْمُسْتَقْدِمِينَ مِنكُمْ وَلَقَدْ عَلِمْنَا ٱلْمُسْتَـْٔخِرِينَ ٢٤

Kasem olsun ki içinizden öne geçmek istiyenler de malûmumuz, geri kalmak istiyenler de malûmumuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّ رَبَّكَ هُوَ يَحْشُرُهُمْۚ إِنَّهُۥ حَكِيمٌ عَلِيمٌ ٢٥

Ve hakikat Rabbin O, onları hep haşredecek, hakikat O, Hakîmdir, Alîmdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَقَدْ خَلَقْنَا ٱلْإِنسَٰنَ مِن صَلْصَٰلٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ ٢٦

Filhakika biz insanı bir "salsâl" den, mesnun bir balçıktan yarattık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱلْجَآنَّ خَلَقْنَٰهُ مِن قَبْلُ مِن نَّارِ ٱلسَّمُومِ ٢٧

Cann, onu da bundan evvel insan vücudunun gözeneklerinden geçebilen güçlü bir ateşten yaratmıştık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَٰٓئِكَةِ إِنِّى خَٰلِقٌۢ بَشَرًا مِّن صَلْصَٰلٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ ٢٨

Ve düşün o vakti ki Rabbin melâikeye: ben, demişti: salsâlden, mesnun bir balçıktan bir beşer halkedeceğim. Binaenaleyh onu tesviye ettiğim ve içine ruhumdan nefheylediğim vakit derhal onun için secdeye kapanın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu